22 Temmuz 2012 Pazar

İtiraf Ediyorum: Erken Konuşmuşum

Sezonu şampiyon bitirmiş Beşiktaş ile ilgili olayın sıcağıyla hemen şu kalır mı, skorer eksiği nasıl kapatılır gibi; yapımın da getirdiği tezcanlılıkla çeşitli düşünceler almıştı beni ta ki sponsorluktan çekilme kararı ve ardından takımın kısmen talan edilmesi olaylarına şahit olana kadar.

Bu düzeni komple değiştirecek sürece kısaca değinecek olursam;
 -Koç Ergin Ataman'ın, Milangaz'ın sponsorluktan çekilmesinin ardından Galatasaray ile anlaşması bana göre domino etkisini başlatan sebep idi. Yeni yönetimin sağlam ve güvenilir bir bütçe hazırlayacağına inanmaması mı yoksa Demirören ailesi ile olan iyi ilişkileri mi sebep oldu bu ayrılığa o konuda hiçbir fikrim yok.

-Ardından Zoran Erceg Cska Moskova ile 3 yıllığına 4 milyon euro gibi güzel bir meblağa anlaştı. Zaten kendisi bizde kiralıktı ama içim burkulmadı değil. Yüksek oyun IQ'su , kusursuza yakın şutları ile herkesten çok ama çok farklıydı. (William Bud Eley, Preston Schumpert ve Sandro Nicevic ayrılıklarından sonra yerini alır iz bırakanlar listesinde.)

-Galatasaray Medical Park'ın başına geçtikten sonra eldeki sağlam bütçenin verdiği rahatlıkla koçun; Zoran Erceg ve Marcelius Kemp dışındaki tüm yabancılara teklif götürdüğü haberleri dolaştı etrafta. David Hawkins için Galatasaray ve Fenerbahçe arasında kıyasıya bir mücadele yaşandı. Takıma ödenecek hatrı sayılır bonservis ücreti bu transferin cazibesini ortadan kaldırmış gibi.(Başlıktan da anlaşılacağı gibi net konuşmamak lazım hiçbir şey için) Sonuç olarak Hawkins ortada kalmış gibi gözüküyor. Onca yaşanan dramadan sonra tekrar Beşiktaş forması giyer mi bilmem ama zaman bize en net cevabı verecek gibi.

-Mensah Bonsu, Britanya Milli Takımı ile olimpiyat oynayacağından ötürü transferi birtürlü netleşmek bilmedi. Bu transfer için istekli olan Galatasaray transferden vazgeçtiğini açıklandı. Rus ekibi Unics Kazan'ın ise senelik 1.4 milyon euro gibi uçuk bir teklifte bulunduğu ancak Beşiktaş'ın da bu transfer için bütçesini fazlasıyla zorlayacağı konuşuluyor kulislerde.

Artık silbaştan yapmanın vakti gelmişti. Fakat sponsorluk konusunda yaşanan fiyaskoya değinmeden edemeyeceğim. Üç kupa şampiyonu, seneye Euroleague gibi bir vitrinde boy gösterecek olan takıma sponsor bulamayan ve kulübün kaynaklarıyla yola devam etmeye karar veren yönetim kurulunun ciddi manada bir vizyon eksikliğine sahip olduğuna şahit olduk. Maddi olarak büyük sıkıntıların içinde elini taşın altına koyan bu iyi niyetli insanları kutlamak gerekir ama işin yaratıcılık kısmında fazlasıyla eksik olduklarını düşünüyorum.

Tüm bunlara karşın rüştünü Avrupa'da ispatlamış, genç oyunculara iyi bir öğretmen olan, küçük bütçeler ile harikalar yaratabilen bir coach ile iki yıllık (şaşırtıcı ama gerçek) anlaşma imzalamak yönetimin geleceğe ümitle bakabilmesini sağlayan ender gelişmelerden biri ve büyük bir şanstı.

Yardımcı antrenörlüğe Cem Akdağ ve genel menajerliğe ise Haluk Yıldırım'ın getirilmesi ardından ufak çaplı transferlere başlayan siyah beyazlılar, Muratcan Güler ve Patrick Cristopher ile anlaşma imzaladı. Geçen sezon ile karşılaştırıldığında; isim yapmış az ve öz oyunculardan ziyade daha geniş rotasyonlu, her zaman saldıran, savunmacı bir takım kurulacağı görünüyor gibi. Ne diyelim 'oynatalım görelim hocam!'.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder