2 Haziran 2012 Cumartesi

Böyle Devam Beyler Bozmuyoruz !

Hayat koşturması falan derken epey boşlamıştım blogu artık bugünde yazmasaydım vicdan denen o meret yakamı rahat bırakmazdı daha. Sen; sınırlı rotasyonunla iki kupayı al, üstüne yetmiyormuş gibi finalde de 2-0 öne geç, son olarakta Euroleague'e ön elemesiz direkt katılma hakkını elde et! İnsaf yahu... Basketbol şubesi ile ilgili planlı bir yapılanmanın olması temenni edilirken bu kadar kısa bir sürede 4 level birden atlamak hakikaten olağanüstü bir durum ama asıl iş burada başlıyor (bu tarz klişelere sahip tonton dede profiline istemeyerek geçiyorum.) Zordur zirvede kalmak. Beklentiler büyümüştür artık seninle ilgili. Ya o adımı ileriye atacaksın yada beklentileri boşa çıkaranlar listesine yeni dahil edilenlerden biri... Bunun için yapılması gerekenlere bakacak olursak;

- Yeni sezonda yabancı kadrosunda fazla değişikliğe gidilmemeli: Öncelikle David Hawkins kadroda tutulmaya çalışılmalı. Hem tutulabilirliği en yüksek gözükende o. Tam anlamıyla bir joker: Oyun kuruyor,rakip skoreri durduruyor,yeri geldiğinde hücümda sorumluluk alıyor... Bu özellikleri ile onu Chauncey Billups'a benzetmiyor değilim. Rakibini sırtına alıp oynadığı post up'larda bu keskin benzerliğin belkide en göze batanı. Arroyo ve Mensah Bonsu'a gelince; NBA hayallerini gerçekleştirmek için tekrar çabalarlar mı (?) ki büyük olasılıkla deneyeceklerdir yada olmadı yüksek meblağlı kontrat cazibesine kapılıp başka ülkelerin yolunu tutacaklardır diye düşünüyorum içim el vermesede. Olimpiacos'tan kiralık gelen Zoran Erceg için kiralama şansı tekrar denenmeli kesinlikle. Pops Mensah Bonsu ile iyi bir iç-dış dengesi oluşturdu pota altında. Boyuna bakmadan yüzdeli attığı şutları onu diğerlerinden farklı yapan ve kıymetli kılan bir nokta. Marcelius Kemp bu beşlinin en zayıf halkası. Geçtiğimiz sezon ortası gelip iyi katkı veren Kemp sakatlıktan döndükten sonra adeta kayıpları oynuyor. Zaten kısıtlı olan rotasyonda katkı vermemesi büyük handikap gelecek seneye ilişkin düşünülmeme olasılığı yüksek.

-Türk oyunculara baktığımızda mevcut elemanlarla devam edilmeli ve pota altına katkı verebilecek halis muhlis bir Türk oyuncu transfer edilmeli: Can Akın'ın o şanssız sakatlığı sonrası Arroyo'yu yedekleme görevi Mehmet Yağmur'a verilmişti;fakat onunda final serisi öncesi topuğunda yaşadığı sakatlık sonrası tüm yük 16 yaşındaki Kartal Özmızrak'a binmiş durumda. Kendisi bu yükün altından kalkmış gibi gözüküyor. Bu da Türk Basketbolu ve Beşiktaş için sevindirici bir haber. Serhat Çetin,oyun zekasının yüksekliğini bu sene skor yapma gücüyle ve daha fazla sorumluluk almanın verdiği güvenle birleştirdi. Sonuç mu? Kendine güvenildiğinde gerçekten katkı yapabilecek komple bir rotasyon oyuncusu oldu. Ersin Dağlı nam-ı değer Erwin Dudley içinse yavaş başlayan sezon iyi geçmekte. Türk pasaportuna sahip olması ilk 5 içinde en az 2 Türk oyuncu oynama kuralı açısından büyük avantaj takıma. Hassas elleri ile attığı şutlar çok değerli. Ancak bu takıma Kerem Gönlüm gibi hem soyunma odasında hem de sahada katkı verebilecek,aldığı dakikaya bakmadan yüzde yüzünü sahaya yansıtacak türden bir eleman şart. Bu tarzda bir oyuncu bulunması bizim apartmanın bahçesinde petrol bulma şansına eşdeğer (!) ama olsun biz diyelim.

Euroleague atmosferinde bulunmak çok büyük bir deneyim olacak karakartallar için. Artık sponsorluktan gelen para da artacak ve transferde hareket kabiliyetini arttıracaktır ama bu rahatlık kırmızı görmüş boğa etkisi yaratmamalı takımda. Ayrıca organizasyonun koymuş olduğu minimum 5000 kişilik salon şartı Beşiktaş'ı Sinan Erdem Spor Salonu'na sevk edecek. Galatasaray serisinde basın tribününü bile doldurarak 17000 seyirciyle rekor kıran bu taraftar Euroleague ortamında neler yapar düşünmek bile istemiyorum. Önümüzdeki sezon çok güzel olacak !

NOT: Ergin Hoca'nın lisede kimyası kesin 'yıldızlı pekiyi' imiş bence. Takım kimyasındaki başarısı takdire şayan. Ne diyelim eline sağlık hoca...