31 Aralık 2010 Cuma

Mutlu Yıllar Millet

Fenerbahçe Ülker kadar cömert olamasamda (Saras transferine gönderme yapıyorum) en içten dileklerimi paylaşıyorum sizle.Nice mutlu,huzurlu,sağlıklı ve basketbol dolu yıllara..

26 Aralık 2010 Pazar

Noel'in Yüzü Suyu Hürmeti Bölüm 3


Orlando taraftarları Stan Van Gundy'e takımı geri döndürdüğü için binlerce kez teşekkür etmeli bence.Takastan sonra yepyeni bir kadroya hakim olan takımın iki büyük maçtan(San Antonio ve Boston) galip çıkması büyük iş!Brandon Bass'ın 21 sayısı,son ana kadar sahada ruh gibi dolaşan Jameer Nelson'un attığı 2 kritik üçlük ve Hido'nun 16 sayı 4 ribaund 4 asisti maçı Orlando'ya getirdi.Howard hücümsal manada yoktu ve oyunda zeka gerektiren 'blok uğruna basket ihlali yapması,hakemle oynaması vs.' kısımlarda her zamanki gibi sınıfta kaldı.Boston cephesinde Garnett ve 'Big Baby' Glen Davis sazı Pierce'dan alsalarda bu çaba sonuç vermedi.Ana yemeğe gelirsek Bosh dışında herkes beklenenlerin altında iki takımdada.Odom ilk dakikalarda Kobe sayesinde aktif görünsede Lakers cephesinde ne Gasol ne Kobe istediklerini yapabildi.Yarının sonuna doğru çıkarmak üzere olduğu kavga ile gündeme gelen Ron Ron iki faulü çok erken alarak kenara geldi ve ruh gibiydi ilk yarı.Miami cephesinde daha öncede belirttiğim gibi Chris Bosh muazzam başladı ilk yarıya (18 sayı).Lebron'un 3 kritik üçlüğü.Chalmers'un 2 üçlüğü Lakers savunmasını cezalandırdı.Bu maç için bir tahminde bulunmayacağım çünkü ne olacağı belli değil.Her an herşey olabilir!Bir doğru bir yanlış tahminle geceyi kapatarak basketbol bayramı ile ilgili yazılarıma şimdilik ara veriyorum.Ama çok güzel gündü vesselam.

25 Aralık 2010 Cumartesi

Noel'in Yüzü Suyu Hürmeti Bölüm 2

Uzun tempo güzel bir New York-Chicago maçıyla başladı ve bu güzel mücadeleden galip ayrılan ev sahibi ekip oldu.New York'ta bir şeyler felaket şekilde değişmiş.'Kimse bana yardımcı olmuyor' diye mızmızlanan Stoudemire'a Felton,Gallinari(ikinci yarıdaki oyunuyla),Chandler(double double yaparak),Fields,Turiaf muazzam bir şekilde yardımcı oldu.Maçın başında içlerine Boston savunma ruhu kaçmış olan New York'lular iki oyuncunun (Rose ve Boozer) sırtında giden eksik Chicago'yu devirmeyi bildi.Bunun ardından gelen Orlando-Boston maçının ilk yarısına bakacak olursak,temsilcimizden muhteşem bir pasaj izledik.Anlaşıldı ki Hidayet bu takımın beyni!Bu pasajda 8 sayı ve yaptığı asistlerle takımını 13-0 öne geçirdi.Ama karşısındaki takım 'görmüş geçirmiş' bir ekip idi.Sonunda ne olurdu dersiniz?Pierce önderliğinde 15-0 lık seriyle Amway Arena'daki herkesi yerlerine çivilediler.Bu yarı içerisinde Howard'ın etkisizliği bu takımın geleceği hakkında soru işaretleri oluşturuyor haliyle.Rashard Lewis'in gönderilmesi sonrası yüzlerine bakılan Bass ve Anderson ikilisi yavaş yavaş paslarını atıyor ( özellikle Anderson).Rotasyon çok ama çok dar Orlando'nun acilen bir uzuna ihtiyacı var (tıpkı BJK Cola Turka gibi).Garnett,Pierce ikilisi sayesinde Robinson'un saçmalıkları falan hiç göz önüne gelmiyor ama 'keşke Rondo oynasa be!' demeden alamıyorum kendimi.İkinci yarı tahminime gelirse;bu ilk maç kadar zor olmayacak gibi (Allahtan yanılmadık).Orlando ne kadar didinse bile Boston alır götürür.

Noel'in Yüzü Suyu Hürmeti Bölüm 1

New York Knicks ve Chicago Bulls maçıyla başladı bu çılgın ve uykusuz gece.Aslında maçın ilk yarısı biterken aklıma geldi devre arası kısa yazılar ve maç sonuna yönelik tahminler.Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!İlk çeyrekte New York'luların içine Bostonluların savunma yetenekleri kaçmış gibiydi.Her topa uzana bir el,Rose'un blok manyağı yapılması!Bunlar savunma adına önemli verilerdi.Gallinari verimsiz,Fields yine ne kadar doğru bir tahmin olduğunu ispatlıyor herkese.Toney Douglas kariyer rekorunu Chicago'ya karşı kırdığından mıdır ne 8 sayısı var.Çember Chicago maçlarında biraz büyük demek.Chicago adına bakarsak Rose bu sezon zaten kariyerinin zirvesinde ve bunuda oyunuyla gösteriyor da.Boozer'ın çığlıkları bana Maria  Sharapova'yı anımsatıyor!Yayıncı kuruluş top Boozer'dayken sesi lütfen kıssın.Bizim çocuklardan Ömer kısıtlı süreye güzel bir blok yerleştirdi(Turiaf'a) 2 de ribaundu var.Maç sonu tahminime gelirse New York alır gibi.Skor daha eşit ve daha çok oyuncuya dağılmış durumda ayrıca savunma gayretleri beni şaşırtmaya yetti.Umarım bu tahmin işlerini elime yüzüme bulaştırmam.Boston maçı devre arasında görüşmek üzere.

9 Aralık 2010 Perşembe

Galibiyetin Hatırlattığı Gerçekler

Beşiktaş Cola Turka Uleb Eurocup'taki ilk galibiyetini Fransız temsilcisi Asvel'den almayı başardı.Grubun ilk maçındaki şaşkınlık yaratan Hemofarm mağlubiyeti (son 1,38 kala 11 sayı öndeyken verilen maç),Almanya deplasmanında geriden gelip belkide maçı kazanacakken skorboard ve hakemlerin katkısıyla kaybedilen Göttingen maçı (Allahtan tekrar oynanacak ama giden maç topu geri gelmez!),Fransa deplasmanında önde götürülen maçı gölge savunmamızın başarısı (!) ile kaybettik.Üstüste gelen üç şanssız mağlubiyet,Iverson'ın takıma tam adapte edilememesi,uzunların savunmadaki sıkıntısı,Türk oyunculardan (özellikle Bekir ve Mustafa'dan) beklenen katkının alınamaması temsilcimiz için büyük birçok sıkıntı yaratmaktayken ilaç gibi geldi bu zafer.Belki bu galibiyet sonrasında temsilcimiz tur atlayamayacak ama bir nebze olsun bu sıkıntıdan nasıl çıkılacağı konusunda az çok bilgi verdi.Kısaca değinmek gerekirse;

    * Iverson takıma tam adapte değil,son çeyreklerde koç Burak Bıyıktay hiç düşünmüyor Amerikalı süperstarı.Çünkü Chatman'la aynı anda oynadıklarında savunmada düşüyor takım.Maça beş başlayıp;ikinci beş oyuncularının (Cüneyt.Mustafa,İsmail) oynadığı sürelerde skor yükünü çekmesi beklenerek mutlu edilebilir A.B.D'li yıldız.Savunmada ise aşka gelip top çalmasından başka birşey beklenmemeli.Ayrıca ne pahasına olursa olsun Iverson son çeyrekte oyunda kalmalı.Yanına Bekir yada Serhat'tan birini vererek savunma biraz yukarı taşınabilir.(Son Asvel maçının son çeyreği Serhat'ın savunma yapabileceğini gösterdi.Bekir'in kısa milli takım kariyerinde savunmaya yatkın olduğu görüldü)

    * Uzunlar (özellikle Cevher ve Ogilvy) savunma ribaundunta ve birebir savunmada başarısız.Hücumda ise dış şutu çok forse etmeleri bir negatiflik olarak gösterilebilir.Takıma pota altı savunmasını düzeltecek,ribaund alacak tarzda bir adam lazım (bkz.Furkan Aldemir -Karşıyaka-,James Thomas -Erdemir-,Kzell Wesson -eski dost-)

    * Türk oyuncuların oyuna katkı vermesi şart.Serhat'ın Walsh üzerindeki son çeyrek savunması ve bu çeyrekte attığı basketler maçı temsilcimize getirdi.Bekir çok formsuz,maçta kaçırdığı boş üçlükler buna bir örnek.Mustafa Abi'nin oynatılmaması çok ilginç.Deplasmandaki Asvel maçında (son dakikalarda kaçan maçı nasıl yakalarız ümidyle oyuna girdi ama) süre aldı.Türk uzunlardan İsmail'in benchten gelip katkı vermesi takımın savunma yapan uzun konusundaki zaafını gösteriyor.Zamanında kulube ihtarname çeken ve bundan dolayı silinen altyapıdan yetişmiş Kerem Özkan'ı gelde arama!Hiç girmemeli şu kulube ihtar çekenlerin takımdan gönderilme biçimlerine.Çünkü bir başlarsak sonu gelmeyecek ve konuyu dağıtmanında alemi yok.

  Bu üç başlığın üzerine düşülmesi durumunda takımın defoları daha rahat saklanacak ve sorunlar bir nebze olsun dinecektir.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Final Four Büyüsünü Bozar Mı Acaba?

Fenerbahçe Ülker sakatlanarak sezonu kapatan Sloven oyuncusu Gasper Vidmar'ın yerini Sean May ile doldurdu.Sloven oyuncunun gösterdiği büyük gelişim sonrası geçirdiği sakatlığın muazzam bir şekilde hem Türkiye hem de Euroleague'de devam eden temsilcimizi derinden etkileyeceği kesin.Ömer ve Semih'ten sonra bu iki önemli oyuncunun yerlerinin dolup dolmadığı tartışılırken gösterdiği performans ile tüm soru işaretlerini ortadan kaldırdı genç Sloven.Tanjeviç döneminde ilk geldiğinde (2007) Preldziç'i alana Vidmar'ın bedava verildiğini zannettiğimiz dönemlerde çok ham görünüyordu.Bunun üzerine bir dönem Slovenya'ya Union Olimpija'ya geri döndü (2009).Ardından Slovenya Milli Takımı ile 2010 Dünya Şampiyonasında mücadele veren Vidmar Fenerbahçe Ülker formasını yeniden giymeye başladı ve geliştiğinin sinyallerini verdi.Zamanında Semih ve Ömer'in yaptığı kaleciliği Vidmar gayet güzel yapmaya başlamışken Medical Park Trabzonspor maçında talihsiz şekilde sakatlandı.Bu dönem içinde Fenerbahçe Ülker Türkiye Ligi ve Euroleague'de toplam 8 galibiyet elde edip yenilmedi.Takım adeta Aydın Örs zamanındaki gibi savunma yaparak küllerinden doğdu.Final Four sözcükleri haram olmaktan çıkmıştı artık.Nevan Spahija'nın muazzam yapılan savunmalar sonrası (Barcelona deplasmanı ve Siena maçı) biraz abartarak bu performansları yetersiz bulması mentalitenin ne denli değiştiğine ufak bir örnek.Şanssız sakatlık sonrası Vidmar'ın yerine Enes mi gelir diye düşünürken Sean May haberi düştü şaşırtıcı şekilde.Şimdi birazda May'ın kariyerinden bahsedelim.Koleji North Carolina'da okuyan May 2005 finalinde 26 sayı 10 ribaund istatistikleri elde ederek takımını şampiyon yaptı.Kolejde geçirdiği üç senede 16 sayı 10 ribaund ortalamaları elde etti.Ardından Charlotte Bobcats tarafından 13.sırada seçildi.Charlotte ile tamamlanan çaylak kontratı sonrası 1 sezonluğuna geçen senenin sürpriz ekiplerinden Sacramento Kings ile anlaştı.Orada da tam manasıyla 'yatan' lottery pick Sean May;çoğu zaman 'huzur bozan,kilolarıyla başı dertte olan' sıfatları kullanıldığında Eddy Curry ile birlikte anılır oldu.Sonunda Nba'de geçirdiği 5 sene sonra işsiz kaldı.Ana mentalitesi 'SAVUNMA' olan,Vidmar'ın sakatlanması sonrası adeta bir 'kaleci'ye ihtiyaç duyan temsilcimiz ne akla hizmetse Sean May ile anlaştı.Bu transfer FB Ülker'i olumlu etkilemek bir yana,seneler sonra temsilcilerimiz için zikredebildiğimiz 'final four' sözcüklerini tekrar ortadan kaldırcaktır.Fizik olarak (atletik,ribaund-blok yapabilecek),mental olarak (sorunsuz,takım içi dengeleri bozmayan) ihtiyaçların 'i'sini ortadan kaldırmayacaktır.Ümit ediyorum takım içindeki olumlu hava;Sean May'ın tüm olumsuzluklarını ortadan kaldırır,bu sorunlu karakterin en azından ufak bir katkı vermesini ve benim yanılmamı sağlar.

21 Kasım 2010 Pazar

Demps'i Övmeye Gelmiyor

Dün gece Hornets'la ilgili ufak bir inceleme yazısı yazmış ve sezonun en iyi yöneticisi ödülünü Hornets GM'i Dell Demps'e vermiştim.Bu sabah birkaç sitede gezerken takas haberi gözüme çarptı.Yazımda belirttiğim gibi önemli bir takas malzemesi olabilecek olan Peja Stojakovic ve buna ilave olarak Jerryd Bayless Toronto yolcusu olurken Jarret Jack,Markus Banks ve David Andersen Hornets'a takas oluyordu.Chris Paul'un rahatının düşünüldüğü apaçık.Genç Bayless'ın bu görev için yetersiz olduğu görülmüş belli ki.Jack bu görev için biçilmiş kaftan.Adı sürekli takas dedikodularında yer alıyordu zaten (Özellikle Miami için).David Andersen ise benchten Jason Smith ile gelebilecek ve katkı yapabilecek bir oyuncu.Takası Toronto için değerlendirirsek;biten kontrat hamle için rahatlık sağlayacak ve Bayless içinse bir kumar oynanacaktır büyük ihtimal.

20 Kasım 2010 Cumartesi

Biraz Erken Ama...



Sezon ödüllerinden en iyi yönetici ödülünü Hornets GM'i Dell Demps'e verdim gitti.Selefi Jeff Bower'ın arkasını güzel temizleyen Demps yaptığı hamlelerle takımdan ayrılmayı ciddi ciddi düşünen Chris Paul'u biraz olsun dizginlemiş gibi.Darren Collison'u (takımın geleceğini) Paul'u tutmak uğruna feda etti!Ama bu hamlesinin etkisini Jerryd Bayless ile azalttı bile.Herkes ondan bir patlama bekliyor yine.James Posey ve Darren Collison'u yollayıp karşılığında Trevor Ariza'yı ayrıca beklentileri karşılamayan Julian Wright'ı yollayıp Marco Belinelli'yi kadroya dahil eden Demps kesinlikle 10 galibiyet ve 1 mağlubiyetlik süper sezona başlangıcın mimarlarından biri.Mo Pete ve Hilton Armstrong'da kadroda yok.Sixers kadrosundan gelen Willie Green kısa,Jason Smith uzun olarak iyi birer bench oyuncusu.Onlarda takımın yeni Hornet'lerinden.Genel temzlik gerçekten başarılı.Allstar arasına kadar kontratının son senesinde olan Peja Stojakovic iyi bir takas malzemesi olarak bekleyecektir.Takas olmasa bile benchten gelip katkı bile verebilir Sırp forvet.Koç Monty Williams'ın takıma ayrı bir hava kattığını söylemiyorum daha.Bu sezon kontratını tamamlayıp serbest kalmayı isteyen West'in biraz daha istatistiklerini forse edeceğini düşünüyorum.Herşey Hornets için güzel gidiyor ve büyük bir sürpriz olmazsa böyle de devam edecek.İşin en merak uyandıran kısmı ise;bu gidişle iyi bir yerden playoff yapacak olan 'arılar'ın Paul'u tutup tutamayacağı.

18 Kasım 2010 Perşembe

Bu Gidişle Son Verilmez Dertlere ...





Allen Iverson'ın Beşiktaş Cola Turka formasıyla oynadığı ilk maç kendi içinde büyük dramaya sahipti.'The Answer' ın ilk sayısına olan özlem ilk 15 dakikada tüm tribünler dahil herkesi esir aldı.İlk maçına ilk beş başlatılan süper yıldızın antrenmanlarda adeta bir geç takım oyuncusu gibi çalıştığından dem vuranlar bu oyuncu için bir oyun çizmeyi akıl edemeyerek genç takım oyuncusu gibi unuttular Iverson'u!Adam zorladı iki-üç şut ardından içeri drive'ı sonrası potaya savurduğu top basket oldu ve tribünler kendine geldi.Maça başlandığında takımın eskisi Mire Chatman gövde gösterisinde bulundu adeta Iverson ve tüm aleme karşı.Ardından Fenerbahçe Ülker'de kenarda oturduğu günlere nazire yaparcasına Serhat Çetin çıktı ortaya.İlk yarı sonunda 14 sayı ile en skorer oyuncuydu genç yetenek.Biraz Ogilvy biraz Chatman biraz Serhat'tan ibaretti karakartal.Allen Iverson 4 sayı ile tamamladı ilk yarıyı yeni geldiğinden biraz paylaşımcı görünümdeydi süper yıldız,yaptığı asistler bunun en açık örneği.Rakip Hemoform'da Macvan'ın etkili olmasını az çok basketboldan anlayanlar bile tahmin edebilirdi.Yaşını bilmesemde (pek  genç olduğu söylenemez) 11 numaralı Kristoviç maşallah Serhat'ın yanından vızır vızır turnikerler bırakıyor!İşin en komiği basket yedikten sonra oyuncularımızın Golden State'li yada birkaç sene önceki New York'lu oyuncular gibi koşarak hücüm alanına dönmeleri ne kadar savunma yanlısı(!) olduklarının en açık göstergesi.İkinci yarının başında kurt oyun kurucu Cüneyt Erden sazı aldı eline dış atışlarla önde tuttu karakartalı.Allen Iverson'ı oyuna ısıtmak için yaptığı küçük tüyo içeren konuşmalar kameraların gözünden kaçmadı kurt oyuncunun.Bu ikili arasındaki diyaloğa değinmişken beraber oynamaları gerekliliği gözler önüne serildi.Chatman oynatmaktan ziyade oynamayı düşünen oyuncu.Bundan ötürü Cüneyt-Iverson ikilisi beraber sahada kalmalı.Ayrıca takımın 'abi'leri statüsündeki Bekir ve Mustafa'nın maçta aldıkları kısıtlı sürede ayrı bir cevapsız soru.Iverson'u mutlu edebilmek için bu oyuncunun yanına Cüneyt ve Mustafa yada Bekir'den birini monte etmek en mantıklı çözüm gibi duruyor.Çünkü bu tecrübeli oyuncular atmaktan ziyade pas vererek takım içi dengeleri korumaya yönelik karaktere sahipler.Uzunlarla ilgili konuya istemeyerek geliyorum.Fedor dışında savunmanın 's'sinden hoşlanan yok.Fedor'da faul problemine kolayca girebilen bir oyuncu olduğundan oyundan çıktığında Beşiktaş üç saniyesi yol geçen hanı mübarek.Cevher ve Ogilvy kaliteli oyuncular ancak kafalarını savunmaya odaklamaları şart şayet başarı istiyorlarsa.Gel gelelim maçın en acı veren kısmına;1.35 kala 11 sayı önde olan temsilcimiz maçı altın tepside rakibine sunuyor ve rakipte T-Mac'ın San Antonio'ya karşı yarattığı mucize benzer şekilde mucizevi üçlüklerle maçı alıp evine gidiyordu.Maç içinde bariz bir şekilde anlaşıldı ki Beşiktaş Cola Turka savunmasından aldığı rüzgarla coşan ve bu sayede daha akışkan bir hücüma sahip olan bir takım.Beşiktaş'ın acilen savunmada toparlanması lazım mutlu bir gelecek istiyorsa şayet.

16 Kasım 2010 Salı

Hido İçin Yeni Başlangıç

Sacramento'nun en parlak döneminde bir konferans finali+Vlade Divac ve Peja Stojakovic'in kanatları altında NBA'e alışma süreci.Ne güzel bir başlangıç değil mi?Bu güzel başlangıç Robert Horry'nin malum üçlüğüyle kötü sonuçlandı.Ardından senelerin sistem abidesi San Antonio günleri başladı temsilcimiz için.Stephan Jackson'un yerini doldurması beklenen Hido,keskin bir şutör kimliğine büründü ve önemli bir rol oyuncusu oldu.Sezon sonunda Orlando Magic ile 5 yıllığına anlaştı.Florida temsilcisinde geçen sezonlarda Hido genelde hücümda direksiyonu eline almış ve özellikle Howard'ı muazzam beslemişti(Rashard Lewis'e yarattrğı fırsatlardan bahsetmiyorum bile).Temsilcimizle oynamak 'Superman' Howard'ın gelişimi için önemli bir noktaydı.Ancak buradaki esas nokta Hido'nun topu eline aldığında verimli olduğu idi.Hido çoğu zaman (topun el yaktığı dönemler dahil) takımın bir numaralı guardı Jameer Nelson yerine takım arkadaşlarını yönetti ve güzel geçen sezonların ardından kontratının son senesinde Magic'i finale taşıdı.Bu seviyeye gelene kadar playoffta Philadephia deplasmanındaki son saniye şutunun,Cleveland serisinde el yakan topların ve konferans finalinin yedinci maçında Boston'a karşı gösterilen muazzam performansın altında temsilcimizin imzası bulunmaktaydı.NBA Finalinde Lakers'a diş geçiremeyen Magic Hido'yu tutamamış ( veya tutmak istememiş) ve Hido için çalkantılı bir yaz dönemi başlamıştı.Önce Portland'la olan görüşme tam Hido'yu bu genç nüveye sahip olan Trailblazers ile hayal etmemizi sağlarken Kanada temsilcisi Raptors devreye girdi ve Hido bir Raptor oldu.Bu macera hiç güzel gitmedi temsilcimiz için.Bencil bir Calderon Hido'dan yeterince rol çaldı esas önemli olan nokta topu elinde öldürerek 26 numaralı oyuncunun verimini düşürdü.Sakatlık döneminde eğlence kulübüne gittiği vs. gibi asılsız,şevk kıran olaylar Hido'yu Kanada'dan soğuttu ve suçsuz olmasına rağmen kamuoyunca yaratılan ortam taraftarın ona karşı durmasına sebep oldu.Nihayet Barbosa ve Dwayne Jones karşılığında Arizona'ya takas oldu.Yeni ekibinde lig tarihinin en iyi guardlarından biri olan 'yanındakilerinin verimini en az 2 kat arttırma' özelliğine sahip olan Steve Nash,senelerdir sakatlık sorununu Suns sağlık ekibiyle bertaraf eden Grant Hill,gelişme kaydetmiş olan Goran Dragic,iki smaç şampiyonluğu bulunan ve hücum repertuarına dış şutu çoktan eklemiş olan Jason Richardson,yeni kontrat alan dış şut tehditi olan bir uzun Channing Frye ve Steve Nash'in Amare kadar olmasada geliştireceği Hakim Warrick bulunmakta.Bugün izlediğim Denver Nuggets maçının son çeyreğinde temsilcimiz Orlando günlerinden bir pasaj izletti hepimize adeta.Bu denli verimli olmasındaki ana etken neydi?Sizi duyar gibiyim.Topun Hido'nun elinde olması değil mi?Topa yön vermek onu bambaşka biri yapıyor.İkili oyun sonrası uzuna verdiği pas sadece kısa bir örnek ve asıl beni mutlu eden sahne Warrick'in ikili sıkıştırma sonrası dışarıda Hido'yu bulması ve Mr.Fourth Quarter'ın el yakan topu basket yapmasıydı.Lakers deplasmanında da el yakan toplardan birini sayı yapması Hido'nun üzerindeki kara bulutları dağıttığına dair bir işaret değil mi sizce?

15 Kasım 2010 Pazartesi

ALLEN IVERSON SAHADA!

Beşiktaş Cola Turka'nın yeni transferi sahada.Allen Iverson'ın forma giyeceği Hemofarm maçı Salı günü saat 19.30'da Murat Murathanoğlu ve İsmet Badem'in anlatımıyla TRT 3'te.

doktor bu ne?

Utah'ın deplasmanda oynadığı son birkaç maçına bakıp dehşete düşmemek elde değil!Senelerdir deplasmlarda idare edip 'Salt Lake City'de görüşelim' modunda devam eden takıma 'hangi hoca üfledi?' diye sormadan edemiyorum kendime.İlk yarıları uyuyarak geçiren ardından devre arasında ölüyü diriltecek bir iksir içen jazzcılar deplasmanda oynadıkları son 4 maçını kazandı ve toplamda olan galibiyet serisini 5 maça çıkardı.Bu seriye içerde oynadıkları L.A Clippers maçıyla başlayan Utah ilk yarısını geride kapadıkları maçı kazanmasını bildi.D-Will 30 sayısını 8 ribaund ve 7 asist ile süslüyorduArdından Utah'ın çok sevdiği(!) deplasman turuna start verildi.İlk maktul (rakip) Miami Heat idi.Paul Millsap rüya gibi 46 sayı 9 ribauntluk performansı ile uzatmaya giden maçta muhteşem üçlüyü devirmeyi başardı.AK 47'nin triple double ı yoklayan istatistiği dikkat çekiciydi.Florida katili bir kez daha iş başındaydı ve bu sefer maktul Orlando Magic idi.Bu sefer coşan Deron Williams istatistik hanesine 30 sayı 14 asist ve 5 ribaunt yazdırdı.Florida'dan aldığı gazla devam edildi deplasman turnesine ilk yarı gene geride kabul edildi (45-42 atlanta lehine) ve sonuç?Sonuç gene galibiyetti.Doğu'nun kalburüstü takımlarından Atlanta karşısında çoşan isim yeni transfer Al Jefferson idi.15 sayı 10 ribaund ve 6 asist geceye damgasını vurdu.AK 47'nin 12 ribaundunun takdire şayan bir görüntü olduğu kesin!Kontrat sezonu gelen Doktor Ahtapot dar olan rotasyona iyi katkı veriyor ama o Stockton ve Malone'suz sezonda tipik bir d-leauge takımı gibi görünen ve buna rağmen playoff kapısından son maçta dönen Utah'a verdiklerinin yanında bir hiç kalıyor...Deplasman turunun son ayağı Charlotte idi.İlk yarı uykuda geçiyor (49-33 charlotte lehine) ama bu sefer galibiyet son topta D-Will'in 'gözyaşı damlası' ile geliyordu.17 sayısına 9 asist ekleyen Deron'a 19 sayı ve 6 ribaund ile Al Jefferson katkıda bulunuyor ve Jazz evine şen dönüyordu.'Miami Fatihi' Millsap Atlanta maçı dışında (11 sayı 6 rib.) muazzam bir performans sergiledi.Bu adam ikinci turun diplerinden bulunan nadide bir mücevher!Zamanında Portland'ın önerdiği kontratı karşılaması Kevin O'Connor'ın ne kadar doğru bir hamle yaptığının göstergesi.Phoenix karşısında sürekli zorlayan Deron Williams takımını tam bir lider gibi yönetti ve deplasman turuna Charlotte'a karşı attığı 'gözyaşı damlası' ile son noktayı koydu.Aksayan Jefferson daha da alışmış görünüyor.Tek olumsuz nokta ise,büyük bir umut olarak 9. sıradan draft edilen Gordon Hayward'ın bu maçlarda genellikle dakika bile alamamış olması idi.Ne diyelim kurt hoca Sloan'ın bir bildiği var demek ki..