18 Mart 2012 Pazar

Bir Gün Değil Her Gün BEŞİKTAŞ !

Türkiye Kupası alındıktan sonra ne zamandır Beşiktaş Milangaz'ı konu alan bir yazı yazmak aklımdaydi. Bunun  üzerine FIBA Eurochallange Cup'ta final four başarısı gelince hepten farz oldu bu yazı. Bir takım için yaşanabilecek türlü dramayı yaşayan Beşiktaş sezona Nba'den gelen Deron Williams ve Semih Erden ikilisindan dolayı yaratılan heyecan ve yine silbaştan yapılmış bir kadro ile başladı. Karakartallar için güzel PR çalışması oldu olmasına ama Williams ve Semih'in tüm sezon takımda kalmayacağı gün gibi ortadaydı. Sonuç olarak 50 sayılık Göttingen performansı ve kirişlere çekilen forması güzel hatıraları oldu bu kısa süren evliliğin. Ardından kadroya bu ikilinin yerine Pops Mensah Bonsu ve Carlos Arroyo dahil oldu. Her takım için çok ama çok değerlidir oyuna yön veren bir oyun kurucu ve pota altı skoreri. Bunları sezon içinde değiştirmek çok yıpratır takımı. Geçen sezon ortasında takıma katılan skorer Marcelius Kemp'in uzun süreli sakatlığı ve onun yerini kapatmak amacıyla Kızılyıldız'dan gelen Nba patentli Adam Morrison'dan bahsetmiyorum bile... Oyuncu trafiğini yazmak bile beni yormaya yetti o kadroya yön veren Ergin Hoca'yı tahmin dahi etmek istemiyorum. Sezon içinde bunları değiştirip bu denli bir başarıya ulaşmak asıl takdir meselesi bana göre. Konya'da kupa mesaisi öncesi Can Akın gibi hem oyuna yön verebilen,hem de oyun sıkıştığı anda insiyatif alıp skor elde edebilecek bir oyuncunuzu sakatlığa kurban vermek büyük bir şanssızlıktan başka birşey değil. Tüm bu negatiflikler arasında kısıtlı uzun rotasyonunda Ergin Hoca'nın ilk beş başlattığı Barış Hersek'in ve geçen sene alacakları mevzusu yüzünden istenmeyen adam ilan edilen sezon başlamadan önce de kadro derinliği yapması için takımda tutulan Serhat'ın mükemmel performanslarıydı siyah beyazlılara kupayı getiren. Hele Serhat'ın Galatasaray Medical Park maçını uzatmaya götüren üçlüğü belki de takımın talihini döndüren nokta idi. Turnuva boyunca zaman zaman skora,zaman zaman oyun kurmaya yardımcı olması 'en değerli oyuncu' ödülünü hak ederek almasını sağladı Serhat'ın. Eurochallange Kupası Final Four başarısına gelince,kupayı almak temel hedef olmalı temsilcimiz için. İspanyol temsilcisi Fuenlabrada dışında Beşiktaş'ı zorlayacak bir takım olmayacaktır kanımca. Avrupa'nın 3 nolu kupası bile olsa elde edilen başarının küçümsenmesi daha da kamçılamalı karakartalları. Türk basketbolunun hali ortada,seneler sonra her ne kadar Avrupa'nın 3 nolu kupası bile olsa (!) final four görmek büyük başarıdır. Ergin Hoca'nın Montepaschi Siena ile kazandığı Saporta Kupası sonrası oluşan o İtalyan devini görüp heyecanlanmamak elde değil. Tamam şimdiki hedef Euroleague falan değil ama fitili ateşlemek içinde bir yerden başlamak gerek... Sponsor tarafından dillendirilen yeni sezonda maddi desteğin bir nebze daha arttırılacağı açıklaması sevindirici bir olay. Aklı selim şekilde kullanılırsa birkaç sezon içinde sağlam Euroleague hedefleri konulabilir. Yeter ki stuff ve kadro açısından bir istikrar yakalansın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder